Koton, sürdürülebilirlik raporunu ve hedeflerini açıkladı

Koton, sürdürülebilirlik raporunu ve hedeflerini açıkladı

Koton, sürdürülebilirlik raporunu ve hedeflerini açıkladı

Koton, sürdürülebilirlik uygulamalarını ve hedeflerini yansıtan 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’nu açıkladı. 2040 yılına kadar Karbon Nötr olmayı hedefleyen Koton, 2022’de gelirinin yüzde 25’ini sürdürülebilir ürünlerden elde etti.

29 ülkede 433 mağazası bulunan ve online kanallarla birlikte toplam 69 ülkede modaseverlerle buluşan Koton, 2020 yılında yayımladığı ‘Yaşama Saygı’ Manifestosu ile sürdürülebilirlik çalışmalarını ‘Dünyamıza Saygı’, ‘İnsana Saygı’, ‘Topluma Saygı’ ve ‘İşimize Saygı’ başlıklarında ele aldığını açıkladı.

 

  • Cirosunun yüzde 25’ini sürdürülebilir ürünlerden elde etti,
  • Kullandığı enerjinin yüzde 33’ünü yenilebilir kaynaklardan sağladı,
  • Plastik atıklarını yüzde 22 oranında azalttı,
  • Türk perakende sektöründe ilk imzacısı olduğu Better Coton ile yaptığı üretimi genişletti. Toplam üretimin yüzde 15’i iyi pamuk uygulamalarından geldi.
  • Suya Saygı projesinde kullanılan sürdürülebilir malzemelerle 4 sezonda 62 milyon litre su tasarrufu gerçekleştirdi ve yaklaşık bir ton daha az karbon salınımı gerçekleşti.
  • Global kadın çalışan oranını yüzde 64’ten yüzde 72’ye, kadın yönetici oranını yüzde 52’den 54’e taşıdı,
  • ‘El Emeği’ projesiyle 2016’dan bu yana Güneydoğu Anadolu’dan 6 bin kadını üretim zincirine dahil etti.

 Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, COP28 izlenimlerini aktardığı konuşmasında “Bu sene COP28’de ilk kez moda endüstrisinden bahsedildi. Sürdürülebilir moda endüstrisine geçiş için çözümler, inovatif yaklaşımlar paylaşıldı. Biz de Türkiye’nin sürdürülebilirlik konusunda öncü markalarından biri olarak hem bu inovatif yaklaşımları duymak hem de deneyimlerimizi paylaşmak için COP28’e katıldık. Türkiye’de sürdürülebilirlik alanında önemli inisiyatifler alan bir şirketiz, orada Türkiye’yi temsil etmekten mutluluk ve gurur duyduk. Hem paydaşlarımız hem de sektörümüz adına güzel mesajlar vermiş olduk. Bu seneki zirveyi önceki etkinliklerden farklı kılan çok daha kapsayıcı bir zirve olmasıydı. Sivil toplum, iş dünyası, bürokrasi, aktivistler, bilim insanları hep birlikteydi ve çözüm için ortak çalıştılar” dedi.