Göğüs ağrısı ve çarpıntısı varsa kalp kontrolünü ihmal etmeyin
Koroner kalp hastalığı, yani kalbi besleyen arterlerde oluşan ateroskleroz (damar sertliği), en sık görülen kalp rahatsızlığı durumunda. Kalp rahatsızlıkları nefes darlığı, yorgunluk, efor kapasitesinde azalma, bacaklarda, karında şişlik ve göğüste ağrı gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Medicana Sağlık Grubu Kardiyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Aslı Sönmez, 10-16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası’nda uyarılarda bulundu: “Çabuk yoruluyorsanız, yürürken ya da yokuş çıkarken göğsünüzde rahatsızlık hissediyorsanız, vücudunuzda ödem fark ettiyseniz, çarpıntı, göz kararması ve bayılma gibi şikayetleriniz varsa mutlaka bir kardiyoloji uzmanına başvurmanız gerekir”
Dünya genelinde kalp ve damar hastalıkları; bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde, tüm ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Yapılan araştırmalar, kalp ve damar hastalıkları nedeniyle oluşan ölümlerin yüzde 80’inin tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik gibi nedenlerden oluştuğunu gösteriyor.
Medicana Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Aslı Sönmez; kalp rahatsızlıklarında nefes darlığı, yorgunluk, efor kapasitesinde azalma, bacaklarda ve karında şişlik, göğüste ağrı, baskı ve yanma hissi, çarpıntı, baş dönmesi, göz kararması, dengesizlik ve bayılma gibi belirtiler görüldüğünü söyledi.
Uzm. Dr. Sönmez, “Normale göre daha çabuk yoruluyorsanız, yürürken ya da yokuş çıkarken göğsünüzde rahatsızlık hissi varsa, vücudunuzda ödem fark ettiyseniz, çarpıntı, göz kararması ve bayılma gibi şikayetleriniz oluyorsa mutlaka bir kardiyoloji uzmanına başvurmanız gerekir” ifadelerini kullandı.
Egzersiz yapmayanlar ve sigara içenler yüksek riskli grupta
Kalp hastalıklarında yüksek risk grupları hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Sönmez, risk faktörlerini şöyle sıraladı: “Ailesinde kalp hastalığı öyküsü ve ani ölüm olanlar, diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi, kronik böbrek yetersizliği tanıları bulunanlar, kilosu fazla olan, egzersiz yapmayan ve sigara içenler yüksek riskli olarak kabul edilir. Hiçbir risk faktörü ve şikayeti bulunmayan kişilerin, kardiyoloji kontrolü sırasında herhangi bir problem saptanmazsa, birkaç yıl sonra yeniden kontrole gitmesi dışında bir önlem alınması gerekmiyor. Fakat yeni kalp krizi geçirmiş ve stent takılmış bir hastanın erken dönemde semptomların değerlendirilmesi, ilaç dozlarının optimal düzeye çıkarılması için daha sık şekilde doktor kontrolünden geçmesi gerekir. Daha sonraki dönemde bu hastalarda kontrol aralıkları artırılabilir. Diğer yandan; şikayeti yeni oluşan hastalar, kontrol zamanına bakmaksızın şikâyetlerinin önemli bir sorundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemek üzere doktorlarına vakit kaybetmeden başvurmalıdır.”
Gençlerdeki yüksek kolesterolün sebebi genetik özellikler
Gençlerde de kolesterole bağlı kalp ve damar hastalıkları görülebileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Aslı Sönmez, “Gençlerde kolesterol değerleri yüksek çıkabilmekte, bu durumlarda kişilerde damar hastalığı riski topluma göre daha yüksek bir seviyeye çıkmakta. LDL değeri yüksek olan gençlerde ileride gelişebilecek damar hastalığı kaynaklı sorunlar göz önünde bulundurularak bu kişilerin daha yakın takip edilmesi ve tarama testlerinin gerçekleştirilmesinde fayda vardır. Çocuklarında yüksek kolesterol saptanan aileler kendi kolesterol değerlerine ve bakılmadı ise diğer çocuklarının da kolesterol değerlerine baktırmalıdır” dedi.
Uzm. Dr. Aslı Sönmez, gençlerde görülen kolesterol yüksekliğinin sebeplerini ise şöyle anlattı: “Gençlerde kolesterol yüksekliği, diyetin etkisiyle birlikte daha çok ailesel hiperkolesteremiden kaynaklanmaktadır. Yani kişinin ailesinden gelen genetik özellikler sebebiyle kolesterol seviyeleri yüksektir denebilir. Kan içerisindeki LDL kolesterolün hücre içine alınmasını sağlayan LDL reseptör geninde mutasyon olması sebebiyle, damar yatağındaki LDL miktarı topluma göre çok daha fazla olmaktadır. Ailesel hiperkolestereminin genetik kalıtıma göre iki çeşidi bulunmaktadır: Heterozigot ve Homozigot. Heterozigot olanlarda LDL değerleri 190 mg/dL, homozigot olanlarda 400 mg/dL üzerine çıkabilmektedir, bu kişilerde ateroskleroz (damar sertliği) riski yüksektir.”
Spor ve aktivitenin kalp sağlığına etkileri üzerinde de açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Aslı Sönmez, “Düzenli egzersiz kan basıncının düşmesine, efor kapasitesinin artmasına, kalp hastalığı riskinin azalmasına yardımcı olmaktadır. Yoğun spor yapanlarda nabız sayısı da bu paralelde daha düşüktür. Günlük egzersiz, kardiyoloji kılavuzları tarafından da önerilmektedir” dedi.